29 Eylül 2010 Çarşamba

Kedi..

Temel, Fadime'nin kedisinden nefret etmektedir.

Birgün kararını verir ve Fadime evde yokken kediyi yakalayıp, arabasına koyar. 1-2 kilometre kadar ileride, bir köprünün yanına bırakıp evine döner. Kapıyı açıp eve döndüğünde bir de bakar ki, kedi sepetinde oturuyor.

Ertesi gün, Fadime'nin evden çıkmasını bekleyip, kediyi yine arabaya atar. Bu kez 5-6 kilometre ötedeki bir kasabada, bir çöp konteynerinin içine bırakır. Eve döner, kapıyı açar, kedi yine başköşeye kurulmuş, Temel'e kötü kötü bakıyor...

Ertesi gün işi iyice inada bindirir, kediyi yakaldığı gibi 10-15 kilometre direksiyon sallar, bulduğu her tali yola girer, kedi yönünü kaybetsin diye çeşitli şaşırtmaca yollara girer, daireler çizer. Sonunda yaptığı işten iyice emin olunca, arabayı durdurur ve kediyi bırakır. Arabasına atlayıp, evinin yolunu tutar.

Saatler sonra Temel, Fadime'ye telefon açar;

- Uy Fadime, kedi yaninda mi?

- Evde, niye soriysun da?

- O şerifsuzu ver da telefona, Kayboldum….

25 Eylül 2010 Cumartesi

Referandumda üstüne düşeni yapmayanlara....

Adam apartmanın gölgesinde çimlere uzanmış uyurken, üst katlarda cam silen kadın dengesini kaybedip adamın üstüne düşmüş. Kadın düşmenin şokundan çıkamadan, adam kadını soyup tecavüz etmeye başlamış. Durumu görenlerden;
- Yahu kardeşim bu ne ahlaksızlık ne yapıyorsun sen, diyenlere adam,
- Valla ben sadece
üzerime düşeni yapıyorum, demiş"

17 Eylül 2010 Cuma

Koş Ananı getir..

Köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş.

- “Bu ne buba?” diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş Baba:

- “Bilemeyyom oğul..” demiş.

Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyesinde, epeyce yaşlı bir kadın sağa sola kayan gümüş renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış. Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 24 yaşlarında incecik muhteşem bir kız çıkmış.

-“Ula Oğlum” demiş adam kızdan gözlerini ayıramayarak,

- “Koş.. Koş ananı getir!.."

16 Eylül 2010 Perşembe

Kim kimden korkar?

Tayyip , Egemen'e sorar :
- Egemen , biliyorsun Turgut ÖZAL'ın büyük hizmetleri var Ülkeye , sence o mu daha büyük ben mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , zira rahmetli Demirel'den çok korkardı , siz takmazsınız bile...
- Demirel dedin de Egemen , Demirel'in de büyük hizmetleri var , sence ben mi büyüğüm Demirel mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Demirel askerden çok korkardı , siz askerin anasını ağlattınız...
- Peki Egemen sence Atatürk'mü büyük benmi ?
- Efendim , elbette siz büyüksünüz , Atatürk , İnönü'den tırsardı , Sizse her yerde İnönü'ye ana avrat sövebiliyorsunuz...
Egemen'in coştuğunu gören Tayyip hızını alamamış :
- Peki Egemen , Hz.Ömer mi büyük ben mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Hz. Ömer Allahtan korkardı , siz Allahtan da korkmazsınız...

2 Eylül 2010 Perşembe

Kumda Yetişiyor

Plajın bol adaleli yakışıklısı, bir sabah duştan çıkmış hayran hayran kendisini seyrederken bir bakmış ki, tüm vücudu güneş yanığı sadece orası (!!) beyaz...

Bu durum içine sinmemiş, Onu da yakacak.

Doğru plaja gitmiş, güneş doğarken soyunmuş, tamamen kendini kuma gömmüş.

Her yer kumun altında… Sadece orası dışarıda…

* * *

İki ihtiyar hanımefendi, sabah yürüyüşüne çıkmışlar erkenden… Ellerinde baston…

Birden kumdan dışarı çıkmış şeyi (!) görmüşler....

Biri etrafında dolaşmış. Bastonu ile orasına burasına dokunmuş. Sonrada arkadaşına dönmüş..

-'Dünyanın adaleti yok' demiş.

-'Nasıl Yani' demiş öteki.

-'Nasıl Olacak' demiş yaşlı kadın…

Bak şimdi bu nesne var ya bu nesne:

- 10 yaşımdayken merak ettim,

- 20 yaşımda tanıştım.

- 30 yaşımda hoşlanmaya başladım.

- 40 yaşımda peşine düştüm.

- 50 yaşımda satın alır oldum .

- 60 yaşımda bulmak için adaklar adadım.

- 70 yaşımda unuttum...

Ve bastonu ile dokunarak bir daha işaret etmiş:

-' Şimdi 80 yaşındayım , bu Allahın belası şey kumda bile yetişmeye başlamış, ama benim eğilip dokunacak halim yok...'

Çinli ve Spielberg

Çinlinin biri baradan içeri girer ve orada Steven Spielberg'i görür.
Onun bir hayranı olduğu için yanına koşar ve imzalı bir fotograf ister.
Spielberg beklenmedik bir sekilde Çinli'yi tokatlar.
Şaşkın Çin'li sorar:
- 'Neden böyle yaptınız?'
Spielberg:
-'Siz II. Dünya Savaşında bizim Pearl Harbour'u bombaladınız'
Çin'li daha da şaşkın:
- 'Ama onlar Japonlardı, ben ise Çin'liyim.!..'
Spielberg:
-'Çin'li, Japon, Koreli, Vietnamlı, hepsi aynı bok'
Bunun üzerine Çin'li de Spielberg'e bir tokat atar.
Bu defa şaşkın Spielberg sorar:
-'Peki sen beni niye tokatladın?'
Çin'li:
-'Siz de Titanic'i batırdınız. Titanik'deki yolcular arasında benim atalarım vardı.'
Spielberg:
-'Manyak mısın, Titanik'i batıran bir 'Aysberg'di'
Çin'li:
-'Aysberg, Spielberg, Carlsberg, hepsi aynı bok...'

Dört rahibe...

4 rahibe ölmüş ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar.

Sorgu meleği: "şimdi herkes sırayla dünyadayken işlediği en büyük günahı anlatsın. Sakın atmayın tespit ederiz."

1. rahibe: "Ben hayattayken bir kere penise dokunmuştum parmağımın ucuyla" demiş.

Melek: "hangi parmağınla? " diyince rahibe sağ elinin işaret parmağını göstermiş.

Melek: "Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından " demiş.

2. Rahibe: "Ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum."

Melek: "Hangi elinle? " demiş. Sağ elini kaldırmış 2.rahibe.

Melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını öğütlemiş.

Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyorlarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler.

Sorgu meleği bunu fark ederek: "Bir dakika ne oluyor? Siz niye yer değiştirdiniz?" diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe cevap vermiş:

-İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g.tünü sokmadan ben bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim....

Kutlama..

Adamcağız sabah uyanınca o gün 70 yaşında olduğunu hatırlamış.
Yavaş yavaş yataktan kalkarken gözü ayaklarına ilişmiş.
-'Sevgili ayaklarım, Bugün 70 yaşına girdik. 70 senedir Beni istediğim yere götürdüğünüz, bu yaşıma sizinle girdiğim için bahtiyarım, sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim... '
Sonra dizlerine dikkat etmiş.
-'Sevgili dizlerim, bugün 70 yaşına girdik. Bu kadar sene Beni taşıdınız, bükül dedim büküldünüz, çömel dedim çömeldiniz, bu yaşıma sizinle birlikte girdiğim için şükür ediyorum. Sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim...'
Sonra gözü biraz daha yukarı kaymış;
- 'Eee ulan köftehor, ulan hayırsız emektar' demiş, eğer sen de yaşasaydın bu günümüzü hep birlikte kutlayacaktık.'