Türkmen evine bir şıh misafir geldi, cübbeli, sarıklı, torba sakallı…
Buyur ettiler, köylülerle birlikte odaya aldılar, köylüler ne keramet edecek diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “Hoşt” diyordu…
Köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar, merakla sordular:
“Ya şıh hazretleri nedir o arada hoşt dediğin?..”
Şıh:
“Bir köpek Kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor, onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
Köylülerin itikadı bir iken bin oldu…
Olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı, herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
Şıhın tabağında sadece pilav vardı…
Şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “Benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
Hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu… pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
“Ulan tabağındaki eti görmedin de, Kabe'deki iti mi gördün?…”
28 Temmuz 2016 Perşembe
24 Temmuz 2016 Pazar
O'hal...
Hava sıcak mı sıcak!
Trafik Polisi ter içinde, Diyarbakır Dağkapı Meydanında yoğun trafiği yönetmeye çalışıyor.
Kadının biri, kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen araçların içine dalar.
Ortalık karışır, Polis düdük çalar ve bağırır;
“Bacı, bacı nereye?”
Kadın yanıt verir;
“Kaynımgillere gidiyim, saa ne, yasaktır?”
Trafik Polisi ter içinde, Diyarbakır Dağkapı Meydanında yoğun trafiği yönetmeye çalışıyor.
Kadının biri, kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen araçların içine dalar.
Ortalık karışır, Polis düdük çalar ve bağırır;
“Bacı, bacı nereye?”
Kadın yanıt verir;
“Kaynımgillere gidiyim, saa ne, yasaktır?”
Dirhem...
Yaşlı Karı-Koca şehrin oldukça uzağında bahçeli bir evde yaşarlarmış.
Tüm varlıkları olan ineği sırayla otlatırlar, sütünden tereyağı yaparlar, 1 kilo olunca da yakındaki bakkala götürüp satarlarmış. Aldıkları parayla da evin diğer ihtiyaçlarını temin edip, geçinip giderlermiş.
Bir gün bakkalın aklına kurt düşmüş, acaba tereyağı gerçekten 1 kilo mu diye!
Yaşlı adam ertesi gün tereyağını getirmiş, bakkal “amca şunu bir tartalım” demiş. Tartmış, tereyağı 900m gram gelmiş! Bakkal sinirle “Amca bu ne iş, düpedüz hırsızlık bu” diye hakaret etmiş!
Adam sıkılarak şunu demiş; “Evlat bizim terazimiz var ama dirhemimiz yok. Senden 1 kilo şeker almıştık ya, işte onu dirhem yaptık onunla tartıyoruz”…
Tüm varlıkları olan ineği sırayla otlatırlar, sütünden tereyağı yaparlar, 1 kilo olunca da yakındaki bakkala götürüp satarlarmış. Aldıkları parayla da evin diğer ihtiyaçlarını temin edip, geçinip giderlermiş.
Bir gün bakkalın aklına kurt düşmüş, acaba tereyağı gerçekten 1 kilo mu diye!
Yaşlı adam ertesi gün tereyağını getirmiş, bakkal “amca şunu bir tartalım” demiş. Tartmış, tereyağı 900m gram gelmiş! Bakkal sinirle “Amca bu ne iş, düpedüz hırsızlık bu” diye hakaret etmiş!
Adam sıkılarak şunu demiş; “Evlat bizim terazimiz var ama dirhemimiz yok. Senden 1 kilo şeker almıştık ya, işte onu dirhem yaptık onunla tartıyoruz”…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)