12 Haziran 2010 Cumartesi

Zorla güzellik olmaz.

Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış alamamış olduklarını fark ederler. Bağış toplama görevini ifa eden kişi zengin avukatın ofisine giderek bağışta bulunması için avukatı ikna etmeye çalışır:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 Dolar. Ancak bugüne kadar hiçbir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat bu soru karşısında sinirlenir:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, erkek kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız geride bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmiştir utancından, suratı kıpkırmızı olur. Sadece, ”Hayır, bunların hiçbirini bilmiyorduk. ..” diye mırıldanabilir. Avukat onun sözünü keserek devam eder:

”Pekala, ben onlara zırnık para koklatmazken size niçin vereyim?"

Hiç yorum yok: