12 Kasım 2010 Cuma

Patent

Temel genetik okumuş, tarım alanında kendi üretimini yapmaya başlamış.
Bir süre sonra işi ilerletmiş iyice ve ürettiği meyve, sebzenin patentini almak için patent bürosuna gitmiş. İçeri girmiş, patentcinin masasına bi armut çıkarıp koymuş, başıyla işaret etmiş;
"ha pen bunun patentinu alacağum"demiş.
Patentci "bu ne be demiş, armutun patenti mi olur."
Temel "ısır bak" demiş.
Patentci bir ısırmış, aman allahım, armut kiraz tadında, "vaay demiş süper",
basmış damgayı vermiş kiraz tadında armutun patentini Temel'e.
Aradan 2 ay geçmiş, bu sefer Temel elinde bir portakalla gelmiş,
Yine aynı hikaye.
Patentci yine sormuş "bu ne tadında" diye. O da "ısır" demiş, herif bir ısırmış, çilek tadında portakal. "Oooooo süper."
Almış onun da patentini,
Temel böyle 2- 3 ayda bir gelip karpuz tadında erik, elma tadında muz,muz tadında ayva filan gibi bir sürü patent almış.
Aradan uzun bir zaman geçmiş. Patentci de merak içinde Temel nerede diye.
Temel bir gün elinde bir bal kabağıyla çıkıp gelmiş, gözlerinin içi gülerek, Kabağı patentcinin masasına koymuş, patentci heyecanla ve sırıtarak sormuş,
"Bu ne tadında?"
Dursun eğilip fısıldamış, "Bu vajina tadında."
Patentcinin gözleri parlamış, "dur şunun tadına bakayım" demiş , hart diye ısırmış kabağı. Ama o da ne ? dönmüş Dursuna bağırmış, "ulan bu b.k tadında bee!"
"Haaa," demiş Dursun,
"çevir öbür tarafını, sen yanlış tarafı ısırdun."

Hiç yorum yok: