25 Nisan 2011 Pazartesi

Rakı

Adam denize sıfır evinin balkonunda..

Güneş batmış,

Hafif serinlik başlamış,

Deniz gri bir renk almış ve dümdüz bir göl gibi uykuda... yanında karısı.

Önündeki sehpada buzlu rakısı beyaz peynir ve kavun..

Adam birden;

-“Seni çok, ama çok seviyorum” demiş.

-“Bunu söyleyen sen misin yoksa rakı mı konuşturuyor?” diye sormuş karısı.

-“Benim” demiş adam,

-“Önümdeki Rakıya söylüyordum da..!”

21 Nisan 2011 Perşembe

Beyin Ameliyatı

Bilim adamları yoldan geçen birini tutmuşlar demişler ki:

-sana 5 ameliyat yapacağız. Her ameliyatta beyninin %20 sini alacağız ve hareketlerini gözetleyeceğiz. Bunun için sana 1 milyon dolar vereceğiz.

-peki demiş adam.

Birinci ameliyatı yapmışlar. Adamın beyinin %80 kalmış. Bilim adamları “bize bir şarkı söyler misin?” demişler..

Adam:

-lay lom diye bir şey mırıldanmış.

İkinci ameliyatı yapmışlar. Adamın beyinin %60 kalmış. Bilim adamları “bize bir şarkı söyle” demişler.

Adam:

-lay ley bir şey mırıldanmış yine.

Neyse efendim üçüncü ameliyatı yapmışlar aynı, dördüncü ameliyatı yapmışlar aynı.

Beşinci ve son ameliyatı yaptıktan sonra Bilim adamları “bize bir şarkı söyler misin” demişler.

Adam başlamış şarkısını söylemeye...

-yaşaaaaaaaaa Fenerbahçe....

18 Nisan 2011 Pazartesi

Fifi

Bir kompartmanda İngiliz, Fransız, Alman ve oldukça güzel genç bir bayan seyahat ediyorlarmış.

Bir ara genç ve güzel bayanın başının üzerindeki sepetten sıvı damlayınca İngiliz hemen oturduğu yerden fırlayıp, parmağını değdirerek sıvıyı yalamış ve;

-Hmmm, bu halis viski...

Fransız aynı işlemi yaparak;

-Hadi canım bu bal gibi şarap...

Alman;

-Yanılıyorsunuz beyler bu olsa olsa bira olur...

Genç ve güzel bayan gülümseyerek ayağa kalkmış ve sepete hafifçe dokunarak;

-Fifi, kızıyorum artık, bir türlü öğrenemedin çisini tutmayı.

8 Nisan 2011 Cuma

Anlatamadım..


Kasabanın birinde, sağır ve dilsiz bir kız "saldırıya" uğramış. Saldıranın kasaba papazı olduğu söylentisi yayılmış.
Papaz, ömür boyu acı içinde ancak hücresiz, hapishanesiz yaşamış. Sürekli kendisini temize çıkarmaya uğraşmış...
Otuz yıl sonra ölüp de Tanrı’nın karşısına çıkarılınca:
- Ey yüce Tanrım, benim günahım kabahatim olmadığını bildiğin halde, neden otuz yıl çile çektirdin?
Tanrı, cevap vermiş:
- İnsanlara, Meryem’le aramda bir şey geçmediğini iki bin yıldır anlatamadım. Sana nasıl yardım edebilirdim ki?