22 Mayıs 2012 Salı

Paşa...



Dönemin birinde ihtilal yapan paşa ve avenesi ihtilalden sonra çıktıkları yurt gezilerine Bodrum’da devam ederler. Paşa ve beraberindekiler bir kafeye girerler hatır sormalar devam ederken, garson şefine;
-“PAŞA gelecek mi?” diye sorar. Şef garson da;
-“PAŞA saat 2’de eczaneye gidecekmiş, belki daha sonra bize gelir” der.
Paşa etrafına şöyle bir bakınır “bizden eksik kimse var mı?” diye, herkesin orada olduğunu görünce konuşmalara bir anlam veremez.
Topluca kafeden ayrılıp esnafı ziyarete giderler, kasap, manav derken berber de bir çay içelim der ve dükkandan içeri girerler.
Berber, kahveci çırağına;
-“PAŞAYI gördün mü?” diye sorar, çırakta;
-“saat 2’den önce gelemez, hatta 3'ü bile bulur” der.
Paşa iyice şaşkın bir halde berbere;
-“Kim bu paşa?” diye sorar.
-“Bizden başka paşa kim olabilir?”
Berber ihtilalin kocaman Generallerine ıkına sıkına,
-“Efendim paşa ZEKİ MÜREN’dir” diye cevap verir.
Paşa hemen yaverlerine dönüp,
-“Bu akşam bir yemek düzenleyin, Zeki beyi de benim yanıma oturtun bu PAŞA hikayesi neymiş bir öğrenelim” diye talimat verir.
Gazinolardan birinde hemen hazırlıklara başlanır, bu arada Zeki Müren'ede haber salınır, akşam saat 9’da bütün zevata orada olmaları emri verilir, bir telaş alır başını gider.
Gazino sahipleri ihtilalin kudretli generallerine karşı hata yapmamak için bütün hazırlıklar tekrar gözden geçirirler ve nihayet saat akşam 9 olur.
Bütün misafirler yavaş yavaş toplanmaya başlarlar, ihtilalin paşaları da gelmiş ve yerlerini almıştır, en sonunda da Zeki Müren gözükür. Refakatçılar Zeki müren’i karşılar ve hemen Paşanın yanına oturturlar.
Hal hatır sormalardan sonra içkiler içilmeye başlanır, birinci derken ikinci kadehler boşalır, gece çakır keyf ilerleme devam ederken bir ara masadan bazı misafirler Zeki Müren’den bir parça isterler, Zeki Müren’de muhteşem sesiyle okur. Masadakiler mest bir halde kadehler tekrar doldurulur. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara Paşa Zeki Müren' in kulağına eğilip;
-“Zeki bey sizden bir ricam var, beni kırmazsınız umarım” deyince Zeki Müren her zamanki kibarlığı ile;
-“Estağfurullah efendim!” der.
-“Zeki bey, bugün Bodrum'da nereye gittiysem sizden hep PAŞA diye söz ettiler bunun nedenini söyleyebilir misiniz?”
-“Efendim isterseniz akşamın güzel gidenin havasını bozmayalım, bu konu aramızda kalsın.”
-“Zeki bey ısrar ediyorum..Lütfen beni kırmayınız.”
-“Peki Sayın paşam açıklayayım.” der;
-“Bu millet ihtilal sonrasında yaptıklarınız için size ve konseye çok kızdılar ama bunu korkularından açık bir dille anlatamadılar, bu nedenle size İB.. diyemediler, bana PAŞA dediler…”

20 Mayıs 2012 Pazar

İçelim o zaman...


İki sarhoş mezarlığın duvarına yaslanmış içiyorlarmış.
Birden karşıdan bir cenaze görünmüş. Defnedileceği sırada sarhoşlardan biri “bu adam niye öldü?” diye merak edip koşarak gitmiş ve cenazedekilerden birine yanaşıp;
-“Nesi vardı neden öldü” diye sorar.
-“Bu adam hep içerdi, hep sarhoş gezerdi, ayyaşın biriydi” der cenazedeki adamlar...
Sarhoş arkadaşının yanına gider, “Oda bizim gibi çok içiyormuş” der.
Biraz sonra başka bir cenaze daha gelir. Ağlayan zırlayan sarhoş yine merak edip cenazenin yanına gider, neden öldüğünü sorar. Bu sefer cenazedeki adamlardan biri;
-“Takdiri ilahi… hiç içki içmez, hiç sigara içmez bir adamdı” der.
Sarhoş koşa koşa arkadaşının yanına gelir.
-"İçelim anasını satayım, içenle içmeyenin arasında 5 dakika var…"

Hemşeri..


Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan ve çocuk kaçırıp fidye istemeye karar veren Temel, şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş.
Önce bir not yazmış:
“Çocuğunu kaçirdum. Bunu yaptiğum için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacum var. Yarin sabah saat 7'de falanca parktaki filanca ağacin altina bir siyah çantada 5 milyar cetur” İmza: Laz
Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söylemiş..
Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, içinde 5 milyar olan söylediği renkteki çantayı bulmuş. Paraların yanında bir de not varmış…
"Paran purada! ama bir Laz hemşerusuna nasil peyle bir şey yapar inanamayrum..."

Geri zekalı kamyon şoförü


Memleketin birinde ülkenin başbakanı çok yorulduğunu bahane ederek birkaç günlük tatile çıkar. Her ne kadar gündemden uzak kalmak istese de her gün şoförünü 40 km. uzaktaki şehir merkezine gönderir ve kendisine çok popüler bir günlük gazete aldırır.
Şoför şehir merkezine gider ve öğleden sonra saat 13.00’e doğru da tatil yapılan yere gelerek başbakana aldığı gazeteyi verir.
Aradan 3 gün geçer ve şoför her gün aynı işlemi yapmaktadır.
Bir gün şoför bu kadar uzun yolu her gün gitmeye üşenir ve şehre gazete almaya gittiğinde aynı gazeteden 5 adet alır ve geri döner. Başbakana gazetelerden bir tanesini verir, diğer 4 gazeteyi de saklar.
2. gün şoför sanki şehre gitmiş gibi yapar ve sota yerlerde oyalanır ve öğleden sonra saat 13.00’e doğru önceden aldığı gazetelerden birisini daha başbakana verir.
3. gün yine şehre gitmez ve öğleden sonra saat 13.00’e doğru başbakanın yanına giderek aldığı gazetelerden bir tanesini daha verir.
4. gün de aynı şeyi yapar ki; başbakan şoföre seslenir:
-'Sen bu gazetelere gelirken göz gezdirip bakıyor musun?'
Şoför eyvah yakalandım endişesi ile ve korkarak:
-'Hayır, efendim hiç bakmıyorum' der.
Başbakan tebessüm ederek şoförü yanına çağırır:
-'Gel o zaman sana komik bir şey göstereyim, geri zekâlı bir şoför, 3 gündür aynı araba ile aynı ağaca çarpıyor... Gazeteciler de 3 gündür adamın çarptığı arabanın ve ağacın resimlerini gazeteye koyuyorlar.'

6 Mayıs 2012 Pazar

Günah..


Katolik iki bıçkın delikanlı gönül eğlendirecek kadın aramaktadırlar ve düşüncelerine uygun kimseyi bulamazlar.... Çaresizlik içinde dolanırlarken, cin fikirli olanı "bir dakika" diyerek kiliseye dalar. Günah çıkartma kulübesine girer. Papaza dil dökmeye başlar:
-“Muhterem peder, ben büyük bir günah işledim...”
-“Evladım, tanrının huzurundayız... O affeder... Anlat ne yaptın?”
-"Söyleyemem..."
-"Günahtan arınman için bu şart. Anlat..."
-"Zina yaptım..."
-"Olabilir evladım kiminle?"
-"Söyleyemem...."
-"Söyle evladım sütçünün karısıyla mı?"
-"Hayır..."
-"Evladım konuş. Kasabın kızıyla mı?"
-"Çok üzgünüm söyleyemem!"
-"Evladım yoksa marangozun kız kardeşiyle mi?"
-"Hayır peder. Çok fenayım. İzin istiyorum... Yarın tekrar gelirim!"
Delikanlı dışarı fırlar, kapıda bekleyen arkadaşının koluna girer:
-"Lan Mike, üç tane süper adres buldum yürü!"

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Gazete


Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş;
- Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum.
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş;
- Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alırdım…