Dönemin birinde ihtilal yapan paşa ve avenesi ihtilalden sonra
çıktıkları yurt gezilerine Bodrum’da devam ederler. Paşa ve beraberindekiler
bir kafeye girerler hatır sormalar devam ederken, garson şefine;
-“PAŞA gelecek mi?” diye sorar. Şef
garson da;
-“PAŞA saat 2’de eczaneye gidecekmiş,
belki daha sonra bize gelir” der.
Paşa etrafına şöyle bir bakınır “bizden
eksik kimse var mı?” diye, herkesin orada olduğunu görünce konuşmalara bir
anlam veremez.
Topluca kafeden ayrılıp esnafı ziyarete
giderler, kasap, manav derken berber de bir çay içelim der ve dükkandan içeri
girerler.
Berber, kahveci çırağına;
-“PAŞAYI gördün mü?” diye sorar,
çırakta;
-“saat 2’den önce gelemez, hatta 3'ü
bile bulur” der.
Paşa iyice şaşkın bir halde
berbere;
-“Kim bu paşa?” diye sorar.
-“Bizden başka paşa kim olabilir?”
Berber ihtilalin kocaman Generallerine
ıkına sıkına,
-“Efendim paşa ZEKİ MÜREN’dir” diye
cevap verir.
Paşa hemen yaverlerine dönüp,
-“Bu akşam bir yemek düzenleyin, Zeki
beyi de benim yanıma oturtun bu PAŞA hikayesi neymiş bir öğrenelim” diye
talimat verir.
Gazinolardan birinde hemen hazırlıklara
başlanır, bu arada Zeki Müren'ede haber salınır, akşam saat 9’da bütün zevata
orada olmaları emri verilir, bir telaş alır başını gider.
Gazino sahipleri ihtilalin kudretli
generallerine karşı hata yapmamak için bütün hazırlıklar tekrar gözden geçirirler
ve nihayet saat akşam 9 olur.
Bütün misafirler yavaş yavaş toplanmaya
başlarlar, ihtilalin paşaları da gelmiş ve yerlerini almıştır, en sonunda da
Zeki Müren gözükür. Refakatçılar Zeki müren’i karşılar ve hemen Paşanın yanına oturturlar.
Hal hatır sormalardan sonra içkiler
içilmeye başlanır, birinci derken ikinci kadehler boşalır, gece çakır keyf
ilerleme devam ederken bir ara masadan bazı misafirler Zeki Müren’den bir parça
isterler, Zeki Müren’de muhteşem sesiyle okur. Masadakiler mest bir halde
kadehler tekrar doldurulur. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara Paşa Zeki Müren' in kulağına eğilip;
-“Zeki bey sizden bir ricam var, beni
kırmazsınız umarım” deyince Zeki Müren her zamanki kibarlığı ile;
-“Estağfurullah efendim!” der.
-“Zeki bey, bugün Bodrum'da nereye
gittiysem sizden hep PAŞA diye söz ettiler bunun nedenini söyleyebilir misiniz?”
-“Efendim isterseniz akşamın güzel
gidenin havasını bozmayalım, bu konu aramızda kalsın.”
-“Zeki bey ısrar ediyorum..Lütfen beni
kırmayınız.”
-“Peki Sayın paşam açıklayayım.” der;
-“Bu millet ihtilal sonrasında yaptıklarınız için size ve konseye çok kızdılar ama bunu korkularından
açık bir dille anlatamadılar, bu nedenle size İB.. diyemediler, bana PAŞA
dediler…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder