29 Kasım 2012 Perşembe

Torba..


Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş. Torbalardan biri delinmiş ve 20 dolarlıklar uçuşmaya başlamış.
Polisin biri kadını durdurup;
-"Hanımefendi torbadan paralarınız dökülüyor." demiş.
-"Kahretsin!" demiş kadın.
-"Uyardığınız için sağ olun. Ben şimdi dönüp toplarım onları."
Polis işkillenmiş, yaşlı kadına sormuş..
-"Bir durun bakalım! O kadar para nereden geliyor? Çaldınız mı yoksa?"
-"Yok canım!" demiş kadın.
-"Benim bahçe stadyum parkına bakıyor. Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar. O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla benim çiçek tarhlarımı tuvalet olarak kullanıyor. Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum. Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp; 'Ya 20 dolar verirsin ya da seninki uçar gider!' diyorum."
-"Vay be!" demiş polis gülerek. "İyi fikirmiş. Peki öbür torbada ne var?"
Yaşlı hanım cevap vermiş;
-"Eee... hepsi ödemiyor tabii."

Uyanık..


Micheal ile David adında iki Amerikan pilotu, uçakları bozulduğu için çöle mecburi iniş yapmışlar ve çölde bir başlarına kalmışlar. Bir yer bulmak için iki-üç gün aç susuz, epey yürümüşler. Sonunda uzaklarda bir mescit görmüşler. David:
- Ben, demiş; hem adımın Ahmet olduğunu, hem de Müslüman olduğumu söyleyeceğim. O zaman hem yiyecek içecek, hem de ne istersek verirler. Sen de öyle söyle.
Michael:
- Ben değiştirmem kimliğimi demiş.
Nihayet yürüye yürüye yaklaşmışlar mescide. Kendilerini bir imam karşılamış. İkisi de tanıtmış kendini:
- Ben Ahmet, Müslümanım.
- Ben de Michael, Amerikalıyım.
İmam çömezlerine emretmiş:
- Misafirlerimizden Michael'e, ne isterse getirin; su getirin, yemek getirin.
Sonra da başını Ahmet'e çevirmiş:
- Ramazanın mübarek olsun Ahmet...

27 Kasım 2012 Salı

Tesadüf..


Bir tavuk yetiştiricisi yerel bir bara gider... Bardaki bir kadının yanına oturur ve bir kadeh şampanya sipariş eder. Kadın;
-"Buna ne dersin? Ben de tam bir kadeh şampanya sipariş etmiştim!"
-"Ne tesadüf," der çiftçi, "Bu, benim için özel bir gün, Kutluyorum."
-"Bu benim için de çok özel bir gün!"der kadın.
-"Ne tesadüf," der adam ve kadehlerini kaldırırlar.
Çiftçi "Ne kutluyorsunuz?" diye sorar.
-"Kocam ve ben bir çocuk sahibi olmaya çalışıyoruz ve bugün benim jinekolog hamile olduğumu söyledi!"
-"Ne tesadüf," der adam... "Ben bir tavuk çiftçisiyim ve yıllardır tüm tavuklarım da döllenme sorunu vardı, ama bugün onlar nihayet döllendiler ve yumurta almaya başladık."
-"Harika! Nasıl bir tedavi uygulandı?" diye sorar kadın.
-"Ben farklı bir horoz kullandım," diye yanıtlar çiftçi.
Kadın gülümser..
-"Ne tesadüf…"

20 Kasım 2012 Salı

Temelin Bıçağı


Eşraftan birisi bir gün, Trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla demlenmeye başlamışlar. Bir ara, Karadenizlinin belinde kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi?
-“Bıçağına bayıldım...” demiş. Adam, masaya bir 50 lik banknot basarak, “aldım gitti!.”
-“Pen picaumi vermem...” demiş Karadenizli.
-“Al, sana 100 o zaman..” diye vurmuş 100 lük banknotu masaya.
-“Vermem!..” demiş kararlı bir şekilde Karadenizli.
-“ooo amma uzattın ha...” demiş bizimki.... “Bak bu son teklifim! Al sana 300 TL. Daha da param kalmadı.”
-“Haçan sen anlamiymisun, vermeyecegum dedum picagumi...”
Adam takmış bir kere bıçağa. Çıkarmış bileğindeki Rolex saati.
-“Bak arkadaş, bu var ya bu? Hayatında göremeyeceğin kadar para eder. Bak son teklifim, veriyor musun bıçağı?”
-“Arkadaşum, ne istersen iste, picagumi isteme penden...”
-“Sen ne kaçırdığının fakında değilsin galiba. Bak, bu saat, var ya,som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut..”
-“Haydaa, sen penu anlamaysun kaliba. Vermeyceum daaaa... Hele bak! Diyelum ki aldum saatinu, verdum picagimuuu... Yarin celdum kahveye haburda bir kahve iceceum... Kalkti pirisu dedu baa ‘Ananu belleyeyum!’ Ne diyeceum pen ona? Altiyi ceyrek geciiii?..”

17 Kasım 2012 Cumartesi

Azrail..


Adamın biri son derece lüks arabasıyla il merkezine giderken, yolda birisinin otostop yaptığını görür ve alır arabaya. Otostop yapan adam arabanın arka tarafına biner.
Şoför dikiz aynasından bakar ve sorar:
-Eee hemşerim kimsin nereye gidersin?
- Ben Azrail’im... Canını almaya geldim.
Şoför alaycı bir tavırla:
- Sen mi Azrailsin? Yav senin gibi Azrail olur mu hiç!?
Yolcu sakin bir tavırla:
- Sen daha önce Azrail gördün mü de, tarif ediyorsun? ve ekler:
- İnanmadın bana öyle mi?
- İnanmadım tabii.
- O zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın.
Gerçekten de adamın dediği gibi şoför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır. Yolcu ön tarafa oturur.
Olaylar bundan sonra daha da enteresanlaşır.
Şoför yanındakine:
- Ee sen kimsin nereye gidersin?
- Abi beni merkezde bir yerde indirirsen çok sevinirim.
Şoför:
- Yav şu arkadaki adam bana Azrail’im diyo görüyon mu şu herifi, hem iyilik ediyoz hemde dalga geçiyor zibidi...
Öndeki arkaya bakar ama kimseyi göremez ve şoföre döner:
- Abi arkada kimse yok ki.
şoför hışımla arkaya bakar ve:
- Kör müsün be !?! adam arkada oturuyor ya !!!
Öndeki arkaya bir daha bakar ve:
- Abi senin kafan iyi mi, yoksa dalga mı geçiyorsun??
Bu sefer arkadaki söze girer:
- Gördün mü, öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir !!!
Şoförün bir anda dizlerinin bağı çözülür, bet beniz atar.
Arkadaki devam eder:
- Hadi der arabayı kenara çek 2 rekât namaz kıl canını alacam...
Şoför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve iner arabadan.
Sonra...
Sonra ne olmuş biliyor musunuz..??
*
Adamlar arabayı aldıkları gibi kaçmışlar..))

16 Kasım 2012 Cuma

VALİZ..


Genç iş adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü için elindeki valizleri teslim eder. Görevli;
-"Biletinizi alabilir miyim?" der.
Adam biletini verir ve ekler;
-"Biletimden göreceğiniz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum."
Görevli şaşkınlıkla;
-"Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil".
Bunun üzerine genç adam;
-"Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sefer yapmıştınız da!.."

12 Kasım 2012 Pazartesi

SEKİZ DUBLE VOTKA..


Adamın biri bara gitmiş ve barmene:
- Sekiz duble votka, hemen, şimdi, hepsi birden! demiş.
Barmen: " Tabii" demiş ve eklemiş.
- Zor bir gün geçirdiniz galiba!
Adam:
- Sormayın, bugün erkek kardeşimin eşcinsel olduğunu öğrendim.
Aynı adam, ertesi gün tekrar o bara gitmiş ve yine:
- Sekiz duble votka! demiş.
- Bu sefer n'oldu beyefendi?" diye sormuş barmen.
- İnanılır gibi değil ama benim büyük abim de eşcinselmiş. Öğrenince yıkıldım tabii.. demiş.
Ama üçüncü gün, aynı adam, yine sekiz duble votka isteyince, barmen dayanamamış ve sormuş...
- Sizin ailede kadın seven kimse yok galiba?
Adam cevap vermiş:
- Var; Karım!..

Trakyalının aşk mektubu...


Nofut Gözlü Sevgilim Asibe,
Te büle akşam oldu mu epten akılcımı alır, gözümü göğnümü bir oş edersin beyav... Abe Allah belacımı versin seni çok severim.
Yatmaz mıyım yatacıma abe, bi direm uyku girmez güzlerime..
Dünerim şu tarafa, dünerim bu tarafa ep gene silinmez ayalin beya.
Ekmekten sudan kesildim artıkın. Tarlada elim çapa tutamaz, kaavede desen ne bi laf ederim ne de kiyaat oynarım. Üldürdün beni beyaa...
Düşün bobam düşün..
Amet Aganın sıpası gibi önüme baka baka solurum. Akşamları sizin maallede sülerim "Yarim sende vifa yokmu" şarkısını. Duyarsın elbet.
Ölmüş nenem bile dinner. "Anlarım kızanım seni anlarım ama unda u boba varkene vermez sana asibeyi" der ep..
İşte u zaman çeltik tarlasına döner gözlerim. Epten gene vıcık vıcık olur aalamaktan...
Şu boban olcak kapçık aazlıyı yola getiremez misin beyaa.. Aşıklık çekeriz bilirsin işte. Eriye eriye göndöndü sapına döndük anacını satımının.
Agana da süle düümesin artıkın beni. Sankim u iç aşık ulmamış. Düver Alla düver, sırtım gırnatacı Asan gibi kapkara oldu beyaa…
Takarım sana cumuriyet altını, alırım uzun tüülü mantu, cazlı düün bilem yaparım, taa ne olsun beyaa... Süle anana akşama çıtlatsın bunları bobana.
Yosa atar em vallahi em billahi damarları beynimin. Buzmayasın adamın aklını. Yarın gece Alil'le İsiin'i alırım yanıma, atarım seni Ismayıl'ın arabaya undan sonra bulsunlar bakalım bulabilcekler mi?...
Te ben adama bu kadan süülerim başkacanada bişey sülemem...
Seni er şeyden çok seven sevgilin;

Yolsuzların Kara Mümin

7 Kasım 2012 Çarşamba

Kibir..


Nasrettin hocaya sorarlar..
- Hocam sen evliya mısın?
-Evet, Evliyayım.. İsteseniz şu karşıdaki ağacı çağırayım da yanıma gelsin..
-Tamam hocam, çağır da görelim..
Nasrettin hoca ağacı üç kez yanına çağırır ama ağaç gelmez.
Orada bulunanlar “Gelmedi hocam!” derler..
Nasrettin hoca ahaliye cevap verir..
-O gelmezse biz gideriz yanına.. Evliyada kibir olmaz..

5 Kasım 2012 Pazartesi

Bağımlı..


İki arkadaş aralarında konuşuyorlarmış.
Biri diğerine:
-Dün akşam otururken karıma dedim ki; Ot gibi yaşamayı katiyen istemem. Şayet bir gün makinelere ve bir şişeden sızacak olan bilmem ne sıvısına bağımlı olacak olursam, lütfen hiç tereddüt etme, hemen fişi çek, olur mu?”
Arkadaşı merakla sormuş..
-“Eeee.. karın ne dedi??”
-“Karım yerinden kalktı. Bilgisayarımı fişten çekti, Rakımı çiçeklerden birinin saksısına döktü ve çıkıp gitti. Şerrefsiz!”

Cico..


İki zengin Diyarbakırlı İstanbul'dan sosyetik iki tane hayat kadını getirtirler. Kadınlardan birinin yanında bir de köpeği var, adı “cico”.. Bunlar ilkin yemeğe giderler. Otururlar yemeklerini söylerler..
Köpeği olan kadın;
-“Ayyy benim cicom da acıkmıştır” der..
Diyarbakırlı oflaya puflaya gider “cico”yu arabadan alıp getirir..
ona da bir kuşbaşı söylerler. Yemek gelir, bizimkiler daha çatalı eline almadan “cico” lap diye bitirir hemen yemeğini.
Kadın hemen atılır..
-“Ayyy cicom çok acıkmış, bir tane daha kuşbaşı söyleyelim ona..”
Bir tane daha söylerler.. yemek gelir “cico” gene lap diye bitirir etleri. Bu arada kadınlar lavaboya giderler makyaj tazelemek için...
Fırsat bu fırsat Diyarbakırlı köpeğe bir tane okkalı tekme atar ve öfkeyle bağırır..
-“Ekmekle ye ! o.....pi çociii, ekmekle yee..”