Eşraftan
birisi bir gün, Trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla
demlenmeye başlamışlar. Bir ara, Karadenizlinin belinde kabzası havalı, elde
oyulmuş bıçağını görmesin mi?
-“Bıçağına
bayıldım...” demiş. Adam, masaya bir 50 lik banknot basarak, “aldım gitti!.”
-“Pen
picaumi vermem...” demiş Karadenizli.
-“Al,
sana 100 o zaman..” diye vurmuş 100 lük banknotu masaya.
-“Vermem!..”
demiş kararlı bir şekilde Karadenizli.
-“ooo
amma uzattın ha...” demiş bizimki.... “Bak bu son teklifim! Al sana 300 TL.
Daha da param kalmadı.”
-“Haçan
sen anlamiymisun, vermeyecegum dedum picagumi...”
Adam
takmış bir kere bıçağa. Çıkarmış bileğindeki Rolex saati.
-“Bak
arkadaş, bu var ya bu? Hayatında göremeyeceğin kadar para eder. Bak son
teklifim, veriyor musun bıçağı?”
-“Arkadaşum,
ne istersen iste, picagumi isteme penden...”
-“Sen
ne kaçırdığının fakında değilsin galiba. Bak, bu saat, var ya,som altındır,
kadranı sedef, düğmesi de yakut..”
-“Haydaa,
sen penu anlamaysun kaliba. Vermeyceum daaaa... Hele bak! Diyelum ki aldum
saatinu, verdum picagimuuu... Yarin celdum kahveye haburda bir kahve iceceum...
Kalkti pirisu dedu baa ‘Ananu belleyeyum!’ Ne diyeceum pen ona? Altiyi ceyrek
geciiii?..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder