Yaşlı
çiftçi çok kötü bir yıl geçirmiş.. Ektiği bütün mısırlar perişan olmuş, buğday
deseniz öyle, elinde satabileceği tek geçinebilme ümidi armut var. Doldurmuş
sepete tutmuş şehrin yolunu..
Karşısına
çıkan ilk evin kapısını çalmış, kapıyı tamamen içini gösteren tülden sabahlık
giymiş bir sarışın açmış, seksi bir ses tonuyla;
'Evet
tatlım..' demiş, 'Senin için ne yapabilirim?..'
Bir
an şaşkınlığından kurtulup; 'Satılık çok güzel armutlarım var..' demiş yaşlı
çiftçi..
Adamın
heyecanlandığını hisseden afet oyununa devam edip sabahlığın üst kısmını açıp;
'Armutların
bu kadar güzel mi?..' diye sormuş..
'Ahh..
Evet..' demiş çiftçi inleyerek, 'Gerçekten çok güzeller..'
Sabahlığın
kemerini tamamen açıp bütün vücudunu göstermiş,
'Bu
kadar iştah açıcı mı armutların?..'
Başlamış
yaşlı çiftçi ağlamaya..
'Neden
o gözyaşları bir tanem?..'
'Bayan..'
demiş çiftçi hıçkırarak, 'Süne zararlısı buğdayı perişan etti, kımıl iti mısırı
berbat etti, şimdi de orospunun teki armutları bedava alacak.. Ben ağlamayayım
da kimler ağlasın?..'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder