Osman Ağanın hanımı, aralarında geçen bir tartışma üzerine memleketteki anasının yanına gitmiş ve epey zamandır gelmemiştir. Telefonla yaptığı çağırma ve geri dön istemlerine cevap alamayan Osman ağanın; çamaşır, bulaşık, yemek, temizlik ve çocuklarla uğraşmaktan takadı tükenir. Kadınını son kez çağırmak için telefona sarılır, ancak anasının yanında bir eli yağda bir eli balda olduğundan gelmek istemeyen kadın, telefona cevap bile vermez. Kendince iyi niyetli tüm girişimlerinden sonuç alamayan Osman ağa karısına mesaj atmaya karar verir ve her ne kadar 160 karakterden uzunda olsa aşağıdaki mesajı göndermeyi başarır…
Kadınım bu sağa son mesajım.
Bebelerinen evde oturup ağlarım.
Çamaşır, bulaşık tarih yaptı.
Kadınım ben bu işlerden ne ağnarım.
Bi tokat salladım değmedi bile,
La b.k mu var babaan evinde.
Ula ne bilinmez bir avradmışşın,
Bebelerinen beni mevlam gayırsın.
Arkadaşın Hatçe yan yan bakıyo.
Üzelme Osman ağa deyiveriyo,
Bebelerin başını okşayaraktan,
Kendi düşen ağlamaz deyip gülüveriyo.
Bugün geliverdi zabahın köründe,
Valla bi gecelik vardı zillinin üzerinde.
Bulaşığa daldı, çamaşırı yıkadı,
La kadınım bak göğnüm çok daraldı.
Bebeleri banyoya sokup yıkayıverdi.
Osman abi sende gir, keseleyim diyiverdi.
Bende boğün olmaz yarın diyiverdim,
La kadınım sağa bir şans daha verdim.
Zabaha kadar geliyosan gel eve,
Vallahi gelmezsen böyük tehlike.
Hatçe bekliyor elinde kese,
Vallah keseynen kalsa keşke.
*
"Hadi bağalım gelmesinde göreem" diye söylenerek mesajını gönderen Osman ağa; mızıldanmakta olan çocuğuna; "meraklanma yavrum anan ağşama evde" der…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder