Ed bir gece eve içkili geldi. Yatakta uyuyan
karısının yanına sessizce uzandı ve derin bir uykuya daldı.
Öbür dünyadaki incili kapıların önünde
uyandığında Aziz Petrus ona şöyle diyordu:
-"Uykunda öldün sen Ed!!"
Nasıl şaşırdı, nasıl şaşırdı!!..
-Öldüm mü?? Nasıl yani??? Yok canım...olamaz
Yaa!!!! daha yapacak çok işim vardı... N'olur beni geri gönderin Aziz Petrus!! dedi..
-Geri? Bu olamaz.. Ancaaak.. geri göndermemin
bir tek yolu var, o da tavuk olarak gidersin!!!
Ed manen çökmüştü..yapacağı hiçbir şey
olmadığı için, hiç değilse evine en yakın çiftliğe gönderilmeyi rica etti...
Bundan sonra tek bildiği, her tarafının
tüylerle kaplı olduğu ve yerden yem gagalamaya çalıştığı...
Horoz yanından geçerken, durakladı... ona
şöyle bir bakıp:
-"Hey, yeni gelen tavuk sen
misin!?" dedi.."Nasıl geçiyor buradaki ilk günün???"
-"Valla fena diil sanki de...içimde
garip bir his var...sanki patlayıvereceğim??"
-"Tabii ki!! Dedi horoz... yumurtlayacaksın!!
Ne o??? Bugüne kadar hiç yumurtlamadım deme bana!!!??
-"He valla...dedi Ed.. hiç
yumurtlamadım!?"
-"İyi ya, o zaman sal kendini, gevşe... bırak
gelsin.. merak etme atla deve bişi diil!!!"
Gerçekten de biraz ıkınıp sıkındıktan, azıcık
da zorlandıktan sonra, “Plop!” diye yumurtlayıverdi!! Aman efendim... içini
nasıl bir ferahlık, nasıl bir huzur kapladı...
Annelik
duygusu böyle miydi yahu???? Hemen az sonrasında, ikinci bir yumurta geldi “Plop!”
duygusal olarak doruklardaydı! Anne olmuştu boru mu??? Taam üçüncü yumurtayı
yumurtlayacaktı ki, ensesinde bir şaplak patladı ve bir ses:
-Ed!
...Ed! Uyannnn!!! Yatağa sıçıyorsun be salak adam!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder