5 Eylül 2016 Pazartesi

Ağustos böceği..

Olay bir sahil kasabasında geçer.
Ege 'nin meltemleriyle ünlü bir sahil şehrinin rüzgârlarıyla ünlü bu kasabasında geceler alabildiğine sakindir. Ağustos böcekleri Top 10'a aday şarkılarını söyleyip köşelerine çekildi mi geceler sadece uykusu kaçmış sivrisineklere kalır. Bir de sivrisinekler yüzünden uykusu kaçmış insanlara...
İşte gecelerden böyle bir gece, söz konusu sahil kasabasının hastanesine yaralı bir karı koca getirilir. Karı ve koca hastanenin acil servisi önünde sedyeye yatırılır.
Kadının başında ağır bir darbe vardır ve kanlar akmaktadır. Omuzunda ise birinci dereceden bir yanık söz konusudur. Kadın ağlamaktadır...
Yandaki sedyede yatan kocasında ise gözle görülür bir darbe görülmemektedir. Adam zaman zaman acıyla gözlerini kırpıştırmakta acısı hafifler hafiflemez de kadını sakinleştirmektedir.
Az sonra hastanenin doktorları koşuşturur. Kadının başındaki yaraya ve yanığa müdahale edeceklerken kadın feryatla bağırır.
- "Beni bırakın kocamla ilgilenin."
Doktorlar adama nesi olduğunu sorarlar, adam şortunun fermuarını indirir. Adamın penisi kopmak üzeredir. Şaşkınlık içindeki doktorlar derhal adamı ameliyata alırlar. İnceldiği yerden kopmak üzere olan penis itina ile dikilir teğel atılır.
Kadının başındaki yaraya tampon yapılır, yanık iyileştirilir. Fakat doktorların kafası iyice karışmıştır. Çünkü olay ilk bakışta ileri derecede Bosna-Hersek savaşı gibi bir karıkoca kavgasını andırmaktadır. Fakat kadın ve kocası hastaneye birbirlerini sarılıp okşayarak getirilmiştir. Üstelik hastanede kaldıkları süre içerisinde birbirlerine “sevgilim, canım”dan başka hiçbir kötü söz sarf etmemişlerdir. Hastanede görevli olan polisler karı ve kocanın ifadesini almak istediklerinde durum aydınlanır olay şudur:
Erkeğin canı omlet istemektedir... Mutfağa girer... Tavayı alıp üstüne insanları uçuran yağdan koyar. Yumurtaları da bir güzel kırmaya hazırlanırken içeri kadın girer. Sıcak ve sessiz gecede kadın kendini Sharon Stone gibi hissetmektedir… Adam yumurtaları tavaya kırarken kadın adamı tahrik etmeye başlar. Bir süre öpüşüp koklaşırlar. Sonra kadın adamın cinsel organına pipet muamelesi yapmak üzere eğilir. Adamın tavada omleti pişerken aşağıda mercimek fırına verilmektedir. Adam ayakta, omlet tavada, kadın ise eğilmiş pipetle kola içer pozisyonda bir süre daha oynaşırlar... Adam gözlerini açtığında tavadaki omletin alt tarafın iyice piştiğini fark eder. Omleti ters yüz etmenin zamanıdır. Fakat çevresine bakınan adam etrafta teflon veya tahta bir kaşık göremez. O anki pozisyonu ve zevki bırakıp çekmecelerde teflon kaşık aramayı da göze alamaz. Yumurtayı filmlerdeki gibi hoplatarak ters çevirmek gelir aklına. Sevinçle tavayı hoplatır. Omlet havaya fırlar, tavanın içindeki yağlar da...
Ve tavadaki kızgın yağ kendi halinde nefesli sazlar sınavına hazırlanan kadının omuzuna dökülür. Omuzuna kızgın yağ dökülen kadının gözleri kararır. "Ah yandım ben Allah'ım" diyen kadın can havliyle ağzındaki yabancı cismi ısırır ve dişleri orada kilitlenir.
Cinsel organı ısırılan adam ise kadının tuttuğunu bırakması için elindeki tavayı kadının kafasına indirir sertçe... Kafasına tavayı yiyen kadın tuttuğunu bırakır ve bayılarak yere düşer. Acıyla ikisi birden yerlere serilirler... Az sonra kendine gelen adam bir ambulans çağırır ve hastaneye giderler.
Ambulans sirenleriyle uykuları kaçan ağustos böcekleri kendilerine bis yapıldığını sanıp yeniden şarkı söylemeye başlarlar. Bazı sahil kasabalarında hastanelerde çok ilginç şeylere şahit olunur.


Gani Müjde

Hiç yorum yok: